15.01.2020

Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürlüğümüz Eğitim Görevlisi İdris CEBECİ’nin Konferansı.

Başkanlığımızca; Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürlüklerinde eğitime devam eden kursiyerlerin İslam kültür, medeniyet ve düşünce tarihiyle ilgili bilgilerini artırmak, bu alanda fikir ve eserleriyle öne çıkmış mütefekkirlerimizi tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla eğitim dönemi boyunca her ay bir düşünürün hayatı, ilmi kişiliği ve İslam düşünce tarihine katkılarıyla ilgili “İhtisas Konferansları” kapsamında Müdürlüğümüz Eğitim Görevlisi İdris CEBECİ; 15/01/2020 tarihinde “İmam-ı Şafii” konulu konferans verdi.
 
Müdürlüğümüz Konferans Salonunda düzenlendi.  Müdürümüz Şenol TİRYAKİ’nin açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen İdris CEBECİ; sözlerine usulü fıkıh, furu fıkıh, hadis ve tefsir gibi birçok ilimde temayüz etmiş İmam-ı Şafii’nin hayatı, ilmi gelişimi, hocaları, talebeleri ve usulünü ve farklı yönlerini değinerek başladı.
 
Cebeci; İmam-ı Şafii’nin yaşadığı dönemde İslam coğrafyasında bulunan önemli ilim merkezlerini ve bu merkezlerde meşhur olan ekol ve alimlerin özelliklerini ana hatlarıyla anlattıktan sonra, İmam-ı Şafii’nin hayatını, hocalarını, talebelerini ve ictihad sürecinde ortaya koyduğu kavl-i kadim/eski görüşü ve kavl-i cedid/yeni görüşlerinin önemli özelliklerini ve Şâfi’i’nin bu süreç içerisinde bazı görüşlerini değiştirme sebeplerini kısaca anlattı.
 
Cebeci; Şafii mezhebini başta Hanefi ve diğer Sünni mezheplerden ayırt eden önemli özelliklerini ve Şafii mezhebinin Hanefi mezhebinden farklı olduğu bazı önemli konuları ele aldı.
 
Cebeci; kursiyerlerin yoğun olarak geçen eğitim sürecinde azim ve kararlılıklarına katkı sunacağı düşüncesiyle İmam-ı Şafii’nin ilim, amel ve takva hakkında söylemiş olduğu bazı beyit ve önemli tavsiyelerini aktardıktan sonra sözlerine şöyle devam etti;
 
Tam adı Ebû Abdillâh Muhammed b. İdrîs b. Abbâs eş-Şafii olan İmam-ı Şafii, 150/767 yılında Gazze’de doğdu. Doğum yerinin Askalân veya Yemen olduğuna rivayetler vardır. Baba tarafından soyu Hz. Peygamber’in dördüncü kuşaktan dedesi olan Abdülmenâf ile birleşir. İmam Şafii şeceresinin çeşitli basamaklarında yer alan dedelerine nisbet edilerek Kureşî, Muttalibî ve Şafii gibi nisbelerle anılır. Dedesi Sâib’e, Bedir Gazvesi’nde Müslümanlara esir düşüp fidye vererek serbest kaldıktan sonra İslâm’ı kabul etmiştir. İmam Şafii, anne tarafından soyu Ezd veya Kureyş kabilesine bağlanır. Soyu anne tarafından da Hz. Peygambere ulaşır. Babası vefat edince annesi Fâtıma onu iki yaşında Mekke’ye götürdü. Mina yakınlarında Şi‘bu’l-hayf mevkiinde mahrumiyet içinde büyüdü. Yedi veya dokuz yaşlarında Kur’an’ı ezberledi; on üç yaşında iken Mescid-i Harâm’da Kur’an okutmaya başladı. Bir yandan İsmâil b. Kustantîn’den kıraat dersleri alırken diğer yandan ilim meclislerine katıldı. Mekke’deki eğitiminden sonra Benî Hüzeyl kabilesine katılıp onların şifahî kültürü ve örfleri yanında atıcılık ve biniciliği öğrendi. Burada elde ettiği tecrübenin etkisiyle önce Arap şiiri, edebiyatı ve tarihine ilgi duydu. Çevresinden gelen telkinlerle Süfyân b. Uyeyne ve Müslim b. Hâlid ez-Zencî’den ilim tahsiline başladı. Bu dönemde ondan fazla hocadan ders aldı. Şafii, Mekke’de İbn Abbas’ın Amr b. Dînâr, İbn Cüreyc ve Atâ b. Ebû Rebâh yoluyla intikal eden ilim çizgisini tanımış oldu. Şafii daha sonra Medine’ye giderek Mâlik b. Enes’in talebesi oldu. Mâlik b. Enes’in vefatı üzerine Şafii Mekke’ye döndü. O sıra Yemen valisi, Şafii’yi Yemen’e davet etti. Yemen’de bir kamu görevi alıp burada yaklaşık beş yıl kalan Şafii’ San‘a’da Hz. Osman’ın torununun torunu olan Hamdeh (Cemîle) adında bir hanımla evlenmiştir. Şafii’yi çekemeyen bazı çevreler onu yönetime karşı isyan hazırlığında ve Rafizi olmakla suçlayınca tutuklanıp Rakka’ya götürüldü. Şafii, bu iftiradan beraat ederek re’y ekolünün temsilcisi olan İmam Muhammed’le tanıştı ve kendisi ile birçok münazarası oldu. Bağdat’ta ehl-i re’y karşısında zor günler yaşayan ashâb-ı hadîsin Şafii’nin gelişiyle güç kazanmış, ashâb-ı re’yin ders halkaları azalmış ve bu sebeple kendisine “nâsırü’l-hadîs” unvanı verilmiştir. Ancak Bağdat’ta yaşanan siyasi huzursuzluktan rahatsız olduğu için orada ikamet edemeyeceğini anlayan Şafii Mısıra gitti. Şafii, Mısır’da kaldığı süre içinde önemli sağlık sorunları yaşamasına rağmen yoğun telif ve öğretim faaliyetleriyle meşgul oldu. 29 Receb 204 (19 Ocak 820) tarihinde vefat eden Şafii, Karâfe’de Benî Abdülhakem Mezarlığı’na defnedildi.
 
Şafii’nin Düşüncesinin Gelişimi
Şafii, erken yaşta fetva ehliyeti kazanmış olmakla birlikte İmam Mâlik’in vefatına kadar öğrenci konumundadır. Hocasının vefatından sonraki ilim ve fikir hayatı Mısır öncesi ve sonrası olmak üzere iki dönemde ele alınır. Şafii’nin ilmi hayatında son derece önemli olan iki merhale vardır. Birinci döneme ait görüşleri mezheb-i kadîm veya kavl-i kadîm, ikinci döneme ait görüşlerine ise mezheb-i cedîd veya kavl-i cedîd diye anılır.
 
Kelamla İlgili görüşleri
Şafii, gözün bir görebilme sınırı olduğu gibi aklın da erişebildiği bir sınırı bulunduğunu ve başta itikadî meseleler olmak üzere bütün dinî meselelerin vahiy kaynaklı bilgi çerçevesinde izah edilmesi gerektiğini belirtir.  Şafii, Mu’tezile’yi ve temel tezlerini eleştirmiş ve Kur’an’ın mahlûk olduğunu iddia edenlere şiddetle karşı çıkmıştır. Ayrıca Râfizî, Kaderî, Mürciî gibi fırkaları da eleştirmiştir. Ona göre Şafii’ye göre, iman artar ve eksilir.  Haberi sıfatları olduğu gibi kabul eder. Aynı anda Allah’ın hayrın da şerrin de yaratıcısı olduğunu savunur.
 
Şafii’nin Usulü
Şafii’nin usulünde Kur’an, Sünnet, icmâ ve kıyastır ilk sırada yer alır. Şafii en yoğun mücadeleyi kendisinin “haber-i hâssa” diye andığı haber-i vâhid niteliğindeki rivayetleri reddedenlere karşı vermiştir. Bu sebeple ehl-i re’yin istihsan ve ehl-i hadisin amel-i ehli Medine uygulamalarını eleştirmiştir.
 
Hocaları; Mekke müftüsü Müslim b. Hâlid ez-Zenci, İmam Malik, İmam Muhammed eş-Şeybânî, Süfyan b. Uyeyne, Fudayl b. İyaz, Abdullah b. Mübârek, İsmâil b. Kustantîn.
 
Talebeleri; Şafii, gerek kadim mezhebi gerekse cedid mezhebi sürecinde, bazıları mutlak müçtehit olmak üzere birçok talebe yetiştirmiştir. Önemli talebelerinde bazıları şunlardır: Ahmed b.Hanbel, Ebû Sevr Kelbî, Za‘ferânî, Kerâbîsî, İbn Süreyc, Haris el-Muhasibi, Yûsuf b. Yahyâ el-Mısrî el-Büveytî, Abdullah b. Zübeyr el-Humeydî, Hermele b. Yahyâ, Rebi’ b. Süleyman el-Cizî, Müzenî, Ebû Abdullah İbn Abdülhakem, Yûnus b. Abdüla‘lâ es-Sadefî, er-Rebi’ b. Süleyman el-Muradi.
 
İmam-ı Şafii’nin Eserleri; el-Hucce, el-Mebsût, el-Ümm, er-Risâle, er-Reddu ala Muhammed b. Hasan eş-Şeybanî, Siyeru’l-Evzâ‘î, İhtilâfu’l-‘İrâkiyyeyn, İhtilâfu Ali ve Abdillâh b. Mesud, Cimâ‘u’l-İlm, Sıfatu nehyi rasûlillâh, İbtâlu’l-İstihsân, İhtilâfu Mâlik ve’ş-Şafii, İhtilâfu’l-Hadîs,  el-İmlâ/el-Emâli.
 
Bizzat Şafii tarafından yazılmadığı halde eserlerinden derlendiği için kendisi nispet edilen bazı eserler de vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Ahkâmu’l-Kur’ân, el-Müsned, er-Reddu alâ b. Uleyy, el-Fıkhu’l-Ekber fi’t-Tevhîd, Divanu’ş-Şafii.
 
Cebeci; Şafii mezhebinin yoğun olarak yaşadığı bölgeleri, Şafii mezhebinin Hanefî mezhebinden farklı olan bazı önemli fetvalarını, Şafii’nin ilim talebelerine yönelik ilmi elde etmeye, onu yaşamaya ve korumaya yönelik nasihat ve tavsiyelerini aktararak konferansını tamamladı.
 
Konferansa Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü Şenol TİRYAKİ, Eğitim Görevlileri, Hizmet İçi Eğitim İhtisas ve Tashih-i Huruf kursiyerleri, Mesleğe Hazırlık Eğitimi kursiyerleri ile personel katıldı.