14.10.2019

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Hüseyin KARAMAN’ın Konferansı

 

Başkanlığımızca; Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürlüklerinde eğitime devam eden kursiyerlerin İslam kültür, medeniyet ve düşünce tarihiyle ilgili bilgilerini artırmak, bu alanda fikir ve eserleriyle öne çıkmış mütefekkirlerimizi tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla eğitim dönemi boyunca her ay bir düşünürün hayatı, ilmi kişiliği ve İslam düşünce tarihine katkılarıyla ilgili konferans programları düzenlenmesi kapsamında Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Hüseyin KARAMAN, 14/10/2019 tarihinde “Fuat SEZGİN” konulu konferans verdi.

Müdürlüğümüz Konferans Salonunda düzenlenen konferans Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile başladı. Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürümüz Şenol TİRYAKİ’nin açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen Prof. Dr. Hüseyin KARAMAN, Fuat SEZGİN’in hayatı hakkında bilgi vererek konferansına başladı.

Prof. Dr. Hüseyin KARAMAN konuşmasında; 
Babası kadılık yapan Fuat Sezgin, 1924 yılında Bitlis’te dünyaya geldi. Lise eğitiminin ardından matematik okuyup mühendis olma düşüncesiyle 1943 yılında İstanbul’a geldi. Bir yakınının tavsiyesi üzerine İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde alanında en tanınmış uzmanlardan olan Alman şarkiyatçı Hellmut Ritter tarafından verilen bir seminere katıldı. Katıldığı bu seminerden o kadar etkilendi ki, mühendis olma sevdasından vaz geçerek Ritter’in talebesi olmaya karar verdi. Sezgin’i bu kesin kararından ne Ritter’in disiplini ne de alanının zorluğu vazgeçiremedi.

1943 yılında İkinci Dünya Savaşında Alman ordusunun Bulgaristan’a kadar ilerlemesiyle Türkiye’de üniversite öğretimi askıya alınması üzerine eve kapanıp günde 12-14 saat sürekli Arapça çalışan Fuat Sezgin, hocası Ritter’in yaptığı sınavda başarılı oldu. Sezgin 1947 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap ve Fars Filolojisinden lisans öğrenimini, 1950 yılında doktorasını tamamladı. Çalışma hayatına İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphane memuru olarak başladı.

Karaman; Sezgin’in 27 Mayıs 1960 askeri darbesi sonrası işe giderken üniversitedeki görevine son verildiğini aldığı bir gazeteden öğrendiğini kendi dilinden;
“1960’ın sonlarına doğruydu, bir gün evimden dışarı çıktım. Baktım gazete satan çocuklar bağırıyorlardı; “Yazıyor, yazıyor 147 profesörün üniversiteden atıldığını yazıyor!” diye. Ben de enstitüye gidiyordum. Gazeteyi aldım, baktım, benim de adım yazılıydı. Gazeteyi çantama koydum, Süleymaniye Kütüphanesine gittim ve hemen orada üç tanıdığım dostuma mektup yazdım. 30 gün içinde üçünden de cevap geldi. Üçü de beni, memnuniyetle kabul ediyorlardı. Ancak ben Frankfurt’u tercih ettim.” diyerek aktardı.

Karaman; “1961 yılında Frankfurt Üniversitesinde önce misafir doçent olarak dersler vermiştir. Üniversiteden atılmasına ve ülkesinden ayrılmak zorunda kalmasına rağmen o, ülkesine hiçbir zaman darılmamış, aleyhinde konuşmamış ve çalışma azmini kaybetmemiştir. İlimler Tarihi ve İslam Bilimler Tarihi konularında çok önemli çalışmalar yapmıştır. Arap-İslam Bilimler Tarihi eserini hazırlarken 60 ülkenin kütüphanesine giden Sezgin, 400 bin cilt yazma eser incelemiş, makaleleri, eserin yazılı olduğu dille okumuştur ve 27 dil öğrenmiştir. Tamamı 17 cilt olan Arap-İslam Bilimler Tarihi kitabı ile dünya bilim tarihinin paradigmasını değiştirmiş, bilim tarihi konusunda dünyada bir otorite haline gelmiştir.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın teklifine “İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi” kurulması şartıyla yurda döndü. 2008 yılında açılan İstanbul Gülhane Parkı içindeki bulunan müzede “Müslüman bilim adamlarının buluşları ile bilimsel araç ve gereçlerin benzerleri” sergilenmektedir. Ömrünü İslam bilimler tarihine adayan Prof. Dr. Fuat Sezgin, 30 Haziran 2018 tarihinde hayatını kaybetti. Kabri İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi karşısında yer almaktadır.

Karaman; Sezgin’in “Batı medeniyeti, İslam medeniyetinin çocuğudur.”, “İslam medeniyetinin büyüklüğünü Müslümanlara anlatmak batılılara anlatmaktan daha zordur.” Sözlerinin ardından Fuat SEZGİN’nin Kuveyt’te bir konferansta yaptığı tavsiyelerini yine kendi dilinden şöyle anlattı;
“Kuveyt Üniversitesinde bir konferans vermiştim. Bir genç sordu: “Siz bu zor kitabı yazıyorsunuz, bize neler tavsiye ediyorsunuz?” Ben de ona dedim ki:

  • “Gerçek bir züht”; yani dünyanın nimetlerinden feragat edebilmek! Ben belki daha iyi şartlarda yaşayabilirdim, ama otuz yıldan beri evden çıkarken çantama sadece küçük bir ekmek parçası koyarak gidiyorum enstitüme. Enstitüye geldiğimde dolabımdan ufak bir peynir parçası veya bir yağsız reçel çıkarır, onunla öğle yemeğini hallederim. Yani 10 dakikayı geçmiyor benim öğle yemeğim.
  • “Sabr-ı cemil”, yani güzel bir sabır.
  • ​​​​​​​ “Allah korkusu...” Allah’ın bütün hareketlerimizi kontrol altında tuttuğunu bilme şuurunu tavsiye ederim.” 

Karaman; “Merhum Fuat SEZGİN, eşine az rastlanan azim ve beşeri gücün sınırlarını zorlayan çalışkanlıkla geçirdiği ömrünü ilme adamış, geriye çok kıymetli eserlerini ve düşüncelerini bırakmıştır. İslam bilim ve düşünce tarihi üzerine çalışan ilim erbabı tarafından ilgiyle takip edilip eserlerinden faydalanılan, alanında önemli bir yere sahip müstesna bir değerdi. Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle 2019 yılı “Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı” olarak ilan edildi.” dedi

Masa başında oturup akıl ve bedenle okumak gerektiğini ifade eden Karaman; Fuat SEZGİN’in “Okuyan, yazan ve düşünen bir millet olmalıyız.” sözleriyle konferansını tamamladı.

​​​​​​​
Konferansa Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü Şenol TİRYAKİ, Eğitim Görevlileri, ihtisas kursiyerleri ile personel katıldı.